Geçtiğimiz sezonlarda da pek çok kez vurguladığımız üzere hakem hatalarının hem şampiyonluk yarışında hem de ligde kalma mücadelelerinde gözle görülür şekilde ‘oyunun kaderini belirleyecek düzeyde’ olmasına yönelik Türkiye Futbol Federasyonu’nun hala bir çözüm geliştirememiş olması, son derece endişe vericidir.
Süper Ligin 4. haftası itibariyle hem rakiplerimizin maçlarında yaşanan fahiş hakem hataları hem de kendi sahamızda oynadığımız Demir Grup Sivasspor mücadelesinde yaşananlar, bu sezon da Türk futbolunun objektif yönetilip yönetilmediği yönündeki tartışmaları alevlendirme niteliği taşımaktadır.
Milyonlarca lira yatırım yapılan, milyonlarca taraftarı ve toplumun gündemini belirleyen ana konulardan biri olan futbolda, en önemli unsurlardan biri hakemlerdir.
Hakemlerin ise sahadaki en önemli görevlerinden biri, kayıtsız şartsız tarafsız ve adil olmalarının yanı sıra topun oyunda kaldığı süreleri olabildiğince artırmak, bu doğrultuda sahada oynanan oyunun kalitesini yükseltmektir.
Ancak söz konusu takımımızın maçları olduğunda; hakemlerin rakiplerimizin sürekli olarak oyunu yerde yatmak suretiyle yavaşlatması ve oyunun kalitesini düşürmesine yönelik olarak hiçbir önlem almamaları, durumu sadece izlemeleri, sorumluluk kendilerinde değilmişçesine yaklaşım sergilemeleri, Vegabet kabul edilebilir değildir.
Bunun en net örneği ise dün akşam oynanan, dakikalarca durdurulan ve yavaşlatılan oyuna rağmen hakemin maçın uzatma süresini sadece 7 dakika olarak belirlemesidir.
Oyunun ikinci yarısında maçın toplam durduğu süre 11 dakika 52 saniyedir.
11 dakika 52 saniyelik bu sürenin sadece oyuncu değişiklikleri kısmı 7 dakika 12 saniye, sakatlıklar bölümü ise 4 dakika 40 saniyedir.
Hakemin maç için belirlediği sadece 7 dakikalık uzatmanın, rakibin süre kaybettirmeye dayalı oyun anlayışına ne kadar uygun olduğu ortadadır.
Demir Grup Sivasspor müsabakasında, takımımızın ritim kazanarak oyuna hareketlilik getirmeye çalıştığı her anda, maç sakat oyuncuların “sahadaki tedavileri” sebebiyle durmuş bu da takımımızın oyun kalitesini, organize hareket edebilme yetilerini birebir etkilemiştir.
Bu sezon ilk 3 haftalık veriler değerlendirildiğinde topun oynama süresi genel ortalaması 52 dakika 10 saniyedir. A Takımımızın oynadığı ilk 3 maçın genel ortalaması 49 dakika 48 saniye iken Sivasspor müsabakasında ise topun oynama süresi sadece 46 dakika ile ortalamanın çok altında kalmıştır.
Yukarıdaki tabloyu göz önüne bulundurduğumuzda, ev sahibi olduğumuz maçlarda rakiplerimizin topun oyunda kalma süresini azaltmak için yerde yatma, oyunu yavaşlatma hamleleri; ne yazık ki hakemlerin de buna prim tanıması sebebiyle bir taktik anlayışına evrilmiştir.
Bu tip davranışlar Türk futbolunu geriye götürmekte ve futbol kalitesinde düşüş yaşanmasına sebep olmaktadır.
Hakem Halis Özkahya’nın, Fenerbahçe maçlarındaki genel tutumu ve yaklaşımından bağımsız olarak takımımızın son karşılaşmasında rakip oyuncuların maç boyunca oyunu soğutmaya yönelik davranışlarına sahada hiçbir müdahalede bulunmaması ve maçın kritik anlarında verdiği / vermediği kararları,
VAR hakemi Alper Ulusoy’un da maç içerisinde müdahil olduğu ve olmadığı tartışmalı pozisyonları, spor kamuoyunun ve futbolda adalet bekleyenlerin takdirine bırakıyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun hem Fenerbahçe maçlarında hem de rakiplerimizin maçlarında, hakemler ve VAR hakemlerinin verdikleri / vermedikleri kararlar üzerinden ligin gidişatının belirlenmesine izin vermemesini, başta hakem atamaları olmak üzere saha içi ve dışındaki tüm kararlara yönelik standart bir yaklaşım uygulamaya konmasını bekliyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü